Paulo Coelha - Simyacı


Paulo Coelha - Simyacı




          Kitap Kapağı

     "Kendi Kişisel Menkıbe'sini gerçekleştirmek insanların biricik gerçek yükümlülüğüdür."

                           ~~

     Paulo Coelho'nun büyüleyici romanı Simyacı, bütün dünyada sadık bir izleyici kitlesi yarattı. Güçlü yalınlığı ve ruhlara seslenen bilgeliğiyle bu çarpıcı roman, piramitlere gömülü bir hazineyi aramak için vatanı İspanya'dan yola düşüp Mısır çöllerine giden Santiago adında Endülüslü bir çobanın hikâyesidir.

                             ~~

     Hazinenin ne olduğunu da, Santiago'nun yol boyunca karşılaşacağı zorlukların üstesinden gelip gelemeyeceğini de hiç kimse bilmez. Ama dünya malı bir hazineyi bulmak için başlayan yolculuk, kişinin içindeki hazineyi keşfetmesine dönüşür. Çobanın katmanlı, çağrışım yüklü ve çok derin bir insancıllığı barındıran hikâyesi, hayallerimizin gücünü dönüştürmeyi ve yüreklerimizin sesine kulak vermenin önemini vurgulayan bir ebedi vasiyetnamedir.


          Özet (Spoiler İçerir)

     Kitabımızın başrolü Santiago bir çobandır. Ana-babası onun rahip olmasını isterken, Santiago dünyayı gezebilmek için çobanlık yapmaya başlar. Bir gün yine sürüsüyle uyurken ikinci kez aynı rüyayı görür: Küçük çocuk gelir koyunlarıyla oynar. Daha sonra Santiago'nun elini tutarak onu mısır piramitlerine getirir. "Buraya gelirsen gizli bir hazine bulacaksın." der.

     Çoban aşık olduğu tüccarın kızının yanına gitmeden saç-sakal tıraşı olup, kitabını kalınıyla değiştirmek için Tarifa'ya gider. Tarifa'ya gitmişken rüyasını yorumlatmak için bir çingene kadına gider. Kadın bulacağı hazinenin 1/10'unu ona vermesi şartıyla rüyayı yorumlar. Çoban bir yerde otururken yanına yaşlı bir adam gelir. Sürüsünün 1/10'unu ona vermesi şartıyla ona Mısır'a gitmenin yolunu anlatacağını söyler. Çoban ona altı koyun verir. 

     Afrika'da parasını çaldırır. Koyun almak için para biriktirmeye başlar, bir dükkanda çalışır. Delikanlı on bir (11) ay dokuz (9) gün burada çalıştıktan sonra yeterli parası olduğuna karar vererek işinden ayrılır. Yaşadığı yere dönüp yüz yirmi (120) koyun almayı planlarken Urim ile Tummim taşını görmesiyle planları tamamen değişir. Mısır'a gitmek için kervanı beklerken biriyle tanışır. Felsefe taşı gibi bir çok şeyi bu adamdan öğrenir. Vahada otururken işaretler ona savaşın geldiğini belirtir. Savaş olduktan sonra aşkı Fatima'yı geride bırakarak yola, Simyacı ile, koyulur. Piramitlere çok az yolları kalmışken onları savaşçılar alır. Delikanlı rüzgarla konuşur, güneş ve El ile konuşur. Piramitlere üç (3) saat kala Simyacı ve Santiago ayrılırlar. Santiago kalan yolu tek gider.

     Piramitlere gidince yüreğini dinler ve bir yeri kazar. Savaş mültecilerinin  onu dövmesi ardından haydutların reisinin bir lafıyla hazinesinin yerini anlar ve ikinci kez aynı rüyayı gördüğü yere gider. Kazar ve hazinesini bulur. 1/10'unu çingene kadına vermesi gerektiğini hatırlar. O sırada rüzgar eser, Fatima'nın öpücüğünü ona getirir. "Geliyorum, Fatima, geliyorum."


          Benim Yorumum

     Öncelikle ben çobanın ailesini çok sevdim. İlla onların istediği gibi rahip olmasına zorlamamışlar, çoban olmasına izin verip desteklemişler. Yaşlı falcıya da bir o kadar gıcık oldum. Fazla para-gözdü! Çobana gelince ise  çok zeki bir delikanlı olduğu kesin. Koyunlarından ayrılmak eminim onun için çok zor olmuştur. Tek başına yola çıkmak da ayrı bir cesaret ister. Afrika'da o hırsıza nasıl güvenebildi, aklım almıyor! Gerçekten bütün parasının çalınmasına çok üzüldüm. Bu delikanlı çoban aynı zamanda çok azimli. Eh, bunda çoban olmasının da etkisi vardır tabii. Dükkanda tam on bir ay dokuz gün çalışmış. Hayalinden vazgeçmesi beni üzmüştü ki peşini bırakmadı. Vahanın güzeller güzeli Fatima'sı peki... Gerçekten ikisini çok yakıştırdım. Fatima'nın ona olan güveni de tebrik hakediyor. Piramitlere gittikten sonra yolu geri gitmesi beni şoke etti. Ama sonuç olarak her şey tatlıya bağlandı. 

     Bu kitabı gerçekten beğendim. Bazı sözleri anlamakta zorlansam da o kadar kafa karıştırması yoktu. Gayet güzel bir anlatımı var. Okumaya değecek bir kitap. Bu kitaptan okuduktan sonra Paulo Coelho'nun diğer kitaplarına bakmak istedim. Eminim onlar da Simyacı kadar güzeldir. Bana bu kitap hediye gelmişti, gerçekten ona gidip tekrar teşekkür etmeliyim! Kitap 192 sayfa. Ben yaklaşık 3 günde bitirdim. Kitaba puanım 8.5/10. Tavsiye ederim. Kendinize çook iyi bakın, sağlıcakla kalın! 💚

     


Yorumlar

  1. Kitabı büyük bir hayal kırıklığıyla kapattım ben; popülaritesi abartılmış, felsefesi boş geldi. Ancak sizin sevmenize mutlu oldum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. öncelikle yorumunuz için teşekkür ederim. Beenim çok beğendiğim bir kitap olmuştu beğenmemenize şaşırdım. İyi günler dilerim.

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Maurice Leblanc - Arsen Lüpen Kibar Hırsız

Maral Atmaca - Yaralasar

Aslı Arslan - Sokak Nöbetçileri